بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَيَحۡسَبُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَلَّن نَّجۡمَعَ عِظَامَهُۥ ٣

İnsan, kemiklerini biraraya toplayamayız mı sanıyor?

– Seyyid Kutub

بَلَىٰ قَٰدِرِينَ عَلَىٰٓ أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُۥ ٤

Hayır, onun parmak uçlarını bile yeniden yapılandırmaya gücümüz yeter.

– Seyyid Kutub

بَلۡ يُرِيدُ ٱلۡإِنسَٰنُ لِيَفۡجُرَ أَمَامَهُۥ ٥

Aslında insan günahkârlığı önüne, geleceğine yaymak istiyor.

– Seyyid Kutub

يَسۡـَٔلُ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلۡقِيَٰمَةِ ٦

Bu yüzden «Kıyamet günü ne zaman?» diye soruyor.

– Seyyid Kutub

فَإِذَا بَرِقَ ٱلۡبَصَرُ ٧

Gözler korkudan fıldır fıldır döndükleri zaman,

– Seyyid Kutub

وَخَسَفَ ٱلۡقَمَرُ ٨

Ay karardığı zaman,

– Seyyid Kutub

وَجُمِعَ ٱلشَّمۡسُ وَٱلۡقَمَرُ ٩

Güneş ile ay biraraya getirildiği zaman,

– Seyyid Kutub

يَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذٍ أَيۡنَ ٱلۡمَفَرُّ ١٠

İnsan o gün «Nereye kaçmalı?» der.

– Seyyid Kutub

كـَلَّا لَا وَزَرَ ١١

Hayır hayır! Sığınılacak bir yer yok.

– Seyyid Kutub

إِلَىٰ رَبِّكَ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡمُسۡتَقَرُّ ١٢

O gün tek varılacak yer Rabbinin huzurudur.

– Seyyid Kutub

يُنَبَّؤُاْ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذِۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ١٣

O gün insanın gerek yapıp önünden gönderdiği, gerekse arkasında izleri kalan tüm işleri kendisine bildirilir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu